Turkish - English
Definition of içeri girmek in Turkish English dictionary
- enter
- come in
Don't you want to come inside?
-İçeri girmek istemez misin?
Did you want to come in?
-İçeri girmek mi istedin?
- step in
- get in
I've locked myself out of my house, so I'm going to break a window to get in.
-Kendimi evimin dışında kilitledim, bu yüzden içeri girmek için pencereyi kıracağım.
Where can you buy a ticket to get in?
-İçeri girmek için nereden bir bilet alabilirsin?
- a) to enter, to go in b) to lose money c) to go to jail
- drive in
- walk in
- pass into
- 1. to enter. 2. (Konuşma Dili) to lose (a certain amount of money) in a business deal. 3. (Konuşma Dili) to wind up in the clink
- (Fiili Deyim ) go in
You don't have to go in if you don't want to.
-İstemiyorsan içeri girmek zorunda değilsin.
I'd like to go inside.
-İçeri girmek istiyorum.
- get into
- (Fiili Deyim ) nip in
- zorla içeri girmek
- break into
- içeri girme
- ingoing
Related Terms
içeri girmek
Hyphenation
i·çe·ri gir·mekPronunciation
Resimler
History
Favorites