harcar

listen to the pronunciation of harcar
Turkish - English
spends

She spends more time thinking about work than doing it. - O, işi yapmaktan daha çok işi düşünerek zaman harcar.

She spends a majority of her time taking care of her children. - O, zamanının çoğunluğunu çocuklarına bakarak harcar.

plural of spend
harca
{f} spending

A lot of people who have up until now been spending money having a good time now need to be more careful with their money. - Şimdiye kadar eğlenerek para harcayan çok sayıda insan şimdi paralarına daha dikkat etmeliler.

Tom seems to prefer spending most of his time alone. - Tom zamanının çoğunu yalnız harcamayı tercih ediyor gibi görünüyor.

harca
spend

She earns more than she spends. - O harcadığından daha fazla para kazanıyor.

Prime numbers are like life; they are completely logical, but impossible to find the rules for, even if you spend all your time thinking about it. - Asal sayılar hayata benzer, onlar tamamen mantıksaldır fakat, eğer tüm zamanınızı onun hakkında düşünmek için harcarsanız kurallarının bulunması imkânsızdır.

harca
{f} spent

McKinley spent three-and-a-half-million dollars. - McKinley, üç buçuk milyon dolar harcadı.

Many years have been spent in building the tower. - Kulenin inşa edilmesinde yıllar harcandı.

harca
pay out
harca
expend

We explored all possible ways of cutting expenditures. - Biz harcamaları kesme hakkında tüm olası yollarını araştırdık.

The energy expended in a fight should be saved. - Bir kavgada harcanan enerji tasarruf edilmelidir.

harca
payout
harcar
Favorites