gerisi

listen to the pronunciation of gerisi
Turkish - English
(İnşaat) wake
rest

I'd like three twenties, six fives, and the rest in ones. - Üç yirmilik, altı beşlik ve gerisini birlik istiyorum.

Let's hear the rest of the story. - Hikayenin gerisini duyalım.

geri
back

What time will you be back? - Ne zaman geri döneceksin?

He isn't back yet. He may have had an accident. - O henüz geri gelmedi. Kaza geçirmiş olabilir.

gerisi boş
nothing else matters
geri
{i} rest

My interest is in the future because I'm going to spend the rest of my life there. - Merakım gelecekte çünkü hayatımın geri kalanını orada geçireceğim.

Do you want the rest of my sandwich? - Benim sandviçin geri kalanını istiyor musunuz?

geri
rear

Tom always looks in the rearview mirror before he backs up. - Tom her zaman geri gitmeden önce dikiz aynasına bakar.

geri
{s} reverse

Tom started the car and put it in reverse. - Tom arabayı çalıştırdı ve onu geri vitese aldı.

geri
behind

The bus was behind schedule. - Otobüs tarifenin gerisindeydi.

They decided to leave extra food behind. - Ekstra yiyeceği geride bırakmaya karar verdiler.

cephe gerisi
(Askeri) hinterland
geri
background
geri
remainder
geri
(Bilgisayar) prev
geri
aft
geri
(Bilgisayar) previous
geri
(Bilgisayar) back space
geri
lag
geri
undeveloped
geri
imbecile
geri
(Bilgisayar) back to
geri
provincial
geri
with-
geri
arrears
geri
stupid
geri
(Bilgisayar) bksp
geri
reclaim
geri
(Bilgisayar) backspace
perde gerisi
backstage
Ağlarsa anam ağlar gerisi yalan ağlar
(deyim) There will never be anyone to care for you as much as your mother would do
Ağlarsa anam ağlar gerisi yalan ağlar
(Atasözü) Your mother alone will be wail you
geri
reclaimed
geri
to back
geri
restored to
geri
back in

I'll be back in a wink. - Kaşla göz arasında geri döneceğim.

I will be back in two week's time. - İki haftalık süre içinde geri döneceğim.

geri
back from
cephe gerisi
mil . the area behind the front lines
cephe gerisi desteği
(Askeri) rear guard support
cephe gerisi karargâh
rear echelon
cephe gerisi yedekler
(Askeri) rear guard reserve
geri
the rest, remaining part, remainder, what's left
geri
slow (timepiece)
geri
the past
geri
backward

She is backward in expressing her opinion. - O, fikrini ifade etmede geri kalmış.

Tom bends over backwards to please Mary. - Tom Mary'yi memnun etmek için geriye doğru eğilir.

geri
reversing
geri
backwards

Tom stumbled backwards. - Tom geriye tökezledi.

Tom bends over backwards to please Mary. - Tom Mary'yi memnun etmek için geriye doğru eğilir.

geri
backward, behind in time or progress, behindhand
geri
retarded, backward
geri
outcome, result
geri
back, rear, reverse; rest, remainder; back, hind; backward, undeveloped; (saat, vb.) slow; stupid, half-witted, imbecile; back, backward(s)
geri
re
geri
posterior
geri
back, backward, to the rear
geri
retro
geri
hind

In hindsight, this was a mistake. - Geriye dönüp baktığımda, bu bir hataydı.

geri
slow

The clock is ten minutes slow. - Saat on dakika geri kalmış.

That was because my watch was five minutes slow. - Sebebi saatimin beş dakika geri kalmasıydı.

geri
aback
geri
rearward
geri
Back up!/Back!
geri
anus (of an animal)
geri
back, back side, rear, the space behind
geri
with

She will be back within a week. - O bir hafta içinde geri dönecek.

She will return within an hour. - O bir saat içinde geri dönecektir.

geri
pull away
kıyı gerisi
(Askeri) backshore
plaj gerisi kumulu
(Askeri) fore dune
sahne gerisi
(Tiyatro) back of the stage
tavuğun gerisi
(pişmiş) parson's nose
English - English

Definition of gerisi in English English dictionary

Geri
A diminutive of the female given name Geraldine, also used as a formal given name
geri
Kick