gelecekte

listen to the pronunciation of gelecekte
Turkish - English
hereafter
in after days
in times to come
in the future

My interest is in the future because I'm going to spend the rest of my life there. - Merakım gelecekte çünkü hayatımın geri kalanını orada geçireceğim.

I would like to be a pilot in the future. - Gelecekte bir pilot olmak istiyorum.

in the time to come
some time
in future

I must try to do better in future. - Gelecekte daha iyisini yapmaya çalışmalıyım.

We cannot tell what may happen in future. - Gelecekte ne olabileceğini söyleyemeyiz.

some day
someday
ahead
hereinafter
gelecek
future

I really look forward to your visit in the near future. - Yakın bir gelecekteki senin ziyaretini gerçekten dört gözle bekliyorum.

In the near future, we will be able to put an end to AIDS. - Yakın gelecekte, AIDS'e son verebileceğiz.

gelecekte olacak şey
future
gelecekte kullanım
(Bilgisayar) future use
gelecekte teslim
(Politika, Siyaset) forward
gelecekte teslim
(Ticaret) future delivery
gelecekte teslim dövizler
(Ticaret) futures
gelecekte bitmişlik
(Dilbilim) future perfect
gelecekte ne olursa olsun
(Konuşma Dili) come what may
gelecekte olacak olaylar
(deyim) coming events
gelecekte teslim satınalma
(Ticaret) forward buying
gelecek
ensuing
gelecek
the future

Kim means to be a diplomat in the future. - Kim gelecekte bir diplomat olmaya niyet ediyor.

I want to be a pilot in the future. - Gelecekte bir pilot olmak istiyorum.

gelecek
(Askeri) due in
gelecek
aftertime
gelecek
(deyim) days to come
gelecek
fortune
gelecek
to come

The day is sure to come when your dream will come true. - Hayalinin gerçekleşeceği gün kesin gelecek.

She is likely to come. - O muhtemelen gelecek.

gelecek
outlook
gelecek
fate

What will happen in the eternal future that seems to have no purpose, but clearly just manifested by fate? - Hiçbir amacı yokmuş gibi görünen ama var olmaktan başka bir kaderi olmadığı da açık olan bir sonsuzluktaki sonsuz gelecekte neler olacak?

gelecek
coming

He is not running in the coming election. - O, gelecek seçime katılmıyor.

Will he be coming this evening? - O bu akşam gelecek mi?

gelecek
forthcoming
gelecek
futurity
gelecek
next

Bill will return next week. - Bill gelecek hafta geri gelecek.

My sister will go to Tokyo next year. - Kız kardeşim gelecek sene Tokyo'ya gidecek.

gelecek
comming
gelecek
future; prospect; future, forthcoming; next
gelecek
coming, next
gelecek
hereafter
gelecek
oncoming
yakın gelecekte
in the short run
Turkish - Turkish

Definition of gelecekte in Turkish Turkish dictionary

Gelecek
istikbal
Gelecek
ati
Gelecek
encam
Gelecek
doğacak
gelecek
Zaman bakımından, ileride olması, gerçekleşmesi beklenen
gelecek
Daha gelmemiş, yaşanacak zaman, istikbal, ati
gelecek
Daha gelmemiş, yaşanacak zaman, istikbal, ati: "Karakteri ve zekâsı gelecek için insana umut ışığı veriyordu."- H. E. Adıvar
gelecek
Zaman bakımından, ileride olması, gerçekleşmesi beklenen: "Kız, gelecek baharda yine geleceklerini müjdeledi."- O. C. Kaygılı
gelecekte
Favorites