göz önünde tutma

listen to the pronunciation of göz önünde tutma
Turkish - English
consideration

She should take into consideration the advice of her mother. - O, annesinin tavsiyesini göz önünde tutmalıdır.

allowance

The lawyer asked the judge to make allowance for the age of the accused. - Avukat yargıca suçlananların yaşlarını göz önünde tutmasını rica etti.

account

We should take his youth into account. - Onun gençliğini göz önünde tutmalıyız.

göz önünde tutmak
{f} consider
göz önünde tutmak
reckon with
göz önünde tutmak
(Fiili Deyim ) allow for
göz önünde tutmak
bear in mind
göz önünde tutmak
(Politika, Siyaset) regard a policy
göz önünde tutmak
take into account
göz önünde tutmak
regard
göz önünde tutmak
reckon among
göz önünde tutmak
keep in view
göz önünde tutmak
to bear in mind, to remember, to consider, take into consideration
göz önünde tutmak
figure on
göz önünde tutmak
take into consideration
göz önünde tutmak
make allowances for
göz önünde tutmak
consult
Turkish - Turkish
göz önünde tutma
Favorites