Ben onun evlilik yaşamına hayal kırıklığına uğradım.
- I was disillusioned at his married life.
Hayal kırıklığına uğrama.
- Don't be disillusioned.
Yüzü mutluluktan aydınlandı.
- Her face was enlightened by happiness.
O, çok aydınlanmış bir tutum.
- That's a very enlightened attitude.