fakat

listen to the pronunciation of fakat
Turkish - English
but

His favorite baseball team is the Giants, but he also likes the Lions. - Onun favori beyzbol takımı Devler'dir, fakat o Aslanlar'ı da seviyor.

I listened, but I didn't hear anything. - Dinledim fakat hiçbir şey duymadım.

if
but, however, yet
only

I think that Tom and only Tom can do it. However, some people think that Mary could do it, too. - Tom'un ve sadece Tom'un onu yapabileceğini düşünüyorum. Fakat bazı insanlar onu Mary'nin de yapabileceğini düşünüyorlar.

We all try hard to make the grade in life, but only a few succeed. - Hayatta derece yapmak için hepimiz çok çalışırız fakat sadece birkaç kişi başarır.

though

I thought doing this would be easy, but we've been working all day and we're still not finished. - Bunun kolay olacağını düşünmüştüm, fakat bütün gün çalışıyoruz ve hâlâ bitirmedik.

We thought their shop was a failure, but now they've gotten out from under and even expanded. - Biz onların dükkanının bir başarısızlık olduğunu düşündük, fakat şimdi, zor günleri atlattılar ve hatta büyüdüler.

except that
yet

Tom doesn't know it yet, but he's going to get laid off. - Tom onu henüz bilmiyor fakat işten çıkartılacak.

Tom agreed to be here at 2:30, but he's not here yet. - Tom 2.30'da burada olmayı kabul etti fakat o henüz burada değil.

but; yet; however
albeit
except

I would buy this watch, except it's too expensive. - Bu saati satın alırdım fakat çok pahalı.

fakat aynı zamanda
but at the same time
ben ingilizce anlayabilirim fakat konuşamam
i can understand English but can not speak
eksik fakat anlaşılır tümce kullanma
ellipse
eksik fakat anlaşılır tümce kullanma
ellipsis
güzel fakat değersiz şey
bauble
Turkish - Turkish
(Osmanlı Dönemi) ("Fa" ile "kat" dan müteşekkil) Hemen, yalnız, ancak, yeter, bes, gerçi, her ne kadar, lâkin, amm
Yalnız, ancak, ama, lâkin
Ama

Ama Chuck, sana ve arkadaşlarına inanmıyorum! - Fakat ben sana inanmıyorum Chuck ve de senin arkadaşlarına!

Yalnız, ancak, ama, lakin: "Ellilik, kır saçlı, fakat dinç, okkalı bir adam bağırdı."- S. F. Abasıyanık
(Osmanlı Dönemi) yoksulluk, fakirlik
fakat
Favorites