You might at least have said, Thank you, when someone helped you.
- Birisi sana yardım ettiğinde, en azından, teşekkür ederim diyebilirdin.
Tom has been to this park with Mary at least a dozen times.
- Tom, en azından düzinelerce Mary ile birlikte bu parkta bulundu.
This pencil cost me at least a hundred bucks.
- Bu kalem bana en az yüz dolara mâl oldu.
We must sleep at least seven hours a day.
- Günde en az yedi saat uyumak zorundayız.
Lawyers and auto mechanics are the people I trust the least.
- Avukatlar ve oto tamircileri en az güvendiğim insanlardır.
This pencil cost me at least a hundred bucks.
- Bu kalem bana en az yüz dolara mâl oldu.
Tom calls Mary every night and talks with her for at least 45 minutes.
- Tom her gece Mary'yi arar ve onunla en az 45 dakika konuşur.
The job will take a minimum of ten days.
- İş en az on gün alır.
It was a good five kilometers from the station to the school.
- İstasyondan okula en az beş kilometre idi.
At least somebody is having a good time.
- En azından biri iyi vakit geçiriyor.
The job will take a minimum of ten days.
- Bu iş en az on gün sürecek.
Tom only does the bare minimum.
- Tom sadece en azını yapar.