English - Turkish
Definition of completely defeated and dispirited in English Turkish dictionary
- broken
- bozuk
Benim televizyon bozuk.
-My television is broken.
O, bozuk bir kamera buldu.
-He found a broken camera.
- broken
- {s} bozuk, bozulmuş
- broken
- (Dilbilim) aksamalı
- broken
- bozuk konuşma
- broken
- bozuk yazı
- broken
- çiğnenmiş
- broken
- ezik
- broken
- uyulmamış
- broken
- tutulmamış
Tutulmamış bir söz hiç verilmemesinden daha iyidir.
-Better a broken promise than none at all.
- broken
- kırık eksik
- broken
- {s} kırık, kırılmış
- broken
- yarılmış
- broken
- ruhça ve bedence zayıf düşmüş
- broken
- {s} dilbilgisi kurallarına uymayan bir yabancının
- broken
- parçaları kırılmış ihlâl edilmiş
- broken
- {s} parçalanmış
- broken
- (sıfat) kırık, kırılmış, arızalı, çökmüş, yıkılmış, parçalanmış, bozuk, çiğnenmiş, ihlâl edilmiş, kesik
- broken
- {s} yıkılmış
- broken
- inkıtaa uğramış
Related Terms
English - English
Definition of completely defeated and dispirited in English English dictionary
- broken
The bankruptcy and divorce, together with the death of his son, left him completely broken.
completely defeated and dispirited
Hyphenation
com·plete·ly defeated and dis·pi·ri·tedTurkish pronunciation
kımplitli dîfitıd ınd dîspîrıtîdPronunciation
/kəmˈplētlē dəˈfētəd ənd dəˈspərətəd/ /kəmˈpliːtliː dɪˈfiːtəd ənd dɪˈspɪrətɪd/
Resimler
Favorites