casusluk

listen to the pronunciation of casusluk
Turkish - English
spying

Tom was captured while spying on the Canadian government in Australia. - Tom, Avustralya'da Kanada hükümetine casusluk ederken yakalandı.

He was never officially charged with spying. - Casusluk yapmakla ilgili resmen suçlanmadı.

espionage

The suspect committed an act of industrial espionage. - Şüpheli endüstriyel casusluk eylemi işledi.

cloak and dagger
casusluk etmek
spy
casusluk ile ilgili
cloak and dagger
casusluk yapmak
to spy, to snoop
karşı casusluk
counterintelligence
karşı casusluk
counterespionage
siyasi casusluk
(Politika, Siyaset) political spying
Turkish - Turkish
Casus olma durumu, çaşıtlık: "Casusluk şüphesiyle hudut dışına atılmakla kurtuldu."- A. Gündüz
Casus olma durumu, çaşıtlık