Rose sevgi dolu ve şefkatli bir bayan.
- Rose is a loving and caring lady.
Fil çocukları için çok şefkatli bir anne.
- The elephant is a very caring mother for its children.
she was caring.
Rose sevgi dolu ve şefkatli bir bayan.
- Rose is a loving and caring lady.
Fil çocukları için çok şefkatli bir anne.
- The elephant is a very caring mother for its children.
Kocam sevecen ve sempatik.
- My husband is loving and caring.
Tom'un uzun zaman önce düşündüğünü umursamayı bıraktım.
- I stopped caring about what Tom thinks a long time ago.
Hiç kimse bu hastayı umursamıyor.
- No one is caring for this patient.
Eğer dikkatli olmazsan ,kayabilir ve buzlu basamakların üstüne düşebilirsin.
- If you're not careful, you might slip and fall on the icy steps.
Doktor, hangi ilacı vereceğine karar vermeden önce dikkatlice düşünür.
- The doctor thinks carefully before deciding what medicine to give.
Tom büyük özenle kalktı.
- Tom rose with great care.
Sadece en iyi malzemeleri kullanmak için büyük özen gösterilmiştir.
- Great care has been taken to use only the finest ingredients.
Hastane yoğun bakım ünitesine girebilen ziyaretçi sayısını kısıtlıyor.
- The hospital restricts the number of visitors who can enter the intensive care unit.
Bakım onun görünüşünü on yaş büyük yaptı.
- Care has made her look ten years older.
Onu itinayla ambulansa kaldırdılar.
- They lifted him carefully into the ambulance.
İlgilenmek için kendi sorunlarım var.
- I've got my own problems to take care of.
Komşu çocuklarıyla ilgilenmek zorundayım.
- I have to take care of the neighbor kids.
Onun hiçbir kaygısı yok.
- He is free from care.
Genç kız kaygısızca kahkaha attı.
- The young girl laughed carelessly.
İyi bir işçi her zaman aletleriyle ilgilenir.
- A good workman always takes care of his tools.
Bebekle kim ilgilenecek?
- Who will take care of the baby?
Tom gerçekten ilgilenmiş olsa bile Mary'nin geçmişiyle ilgilenmediğini söyledi.
- Tom said he didn't care about Mary's past even though he really did.
Birisi hastayla ilgilenmeli.
- Somebody must care for the patient.
Yaşlıları korumak için üzerimize düşeni yapmak amacıyla, bakım çalışmalarımız sırasında müşterilerimizi eğitmeye ve onlara göz kulak olmaya çalışıyoruz.
- To do our part to protect the elderly, we work to educate and watch out for our clients during our caregiving activities.
Hepimiz ulusal mirasımızı korumak için özen göstermeliyiz.
- We must all take care to preserve our national heritage.
Endişeler ve üzüntüler onun aklında yaygındılar.
- Cares and worries were pervasive in her mind.
Beni gerçekten sevip sevmediğini merak ediyorum.
- I wonder if you have ever really cared for me.
Tom ve benim kendimize bakabilip bakamayacağımızı merak ediyorum.
- I wonder if Tom and I can take care of ourselves.
Tom hakkında endişelenme. O kendine bakabilir.
- Don't worry about Tom. He can take care of himself.
Endişeler ve üzüntüler onun aklında yaygındılar.
- Cares and worries were pervasive in her mind.
Onun tasasız bir hayatı vardır.
- Her life is free from care.
Onlar sağlık hizmetleri için bir yasa tasarısı hazırladılar.
- They've written a bill for health care.
She's a very caring person; she always has a kind word for everyone.
Young children can learn to care for a pet.
Would you care to dance?.
Care should be taken when holding babies.
I don't care what you think.
dental care.
in care.
Than Feraunte his cosyn had grete care and cryed full lowde .
I don't have a care in the world.
... To show up in support, nurturing, caring. ...