bol miktarda

listen to the pronunciation of bol miktarda
Turkish - English
copiously
abundantly

The government should finance education more abundantly. - Hükümet eğitimi daha bol miktarda finanse etmeli.

plenty of

He had plenty of money for his trip. - Onun yolculuk için bol miktarda parası vardı.

The troops had plenty of arms. - Askerlerin bol miktarda silahları vardı.

bol miktar
plenty

The troops had plenty of arms. - Askerlerin bol miktarda silahları vardı.

There are plenty of fresh eggs on the table. - Masada bol miktarda taze yumurta var.

bol miktar
slathers
bol miktarda
Favorites