Arkadaşlarıma ihanet etmektense ölmeyi tercih ederim!
- I'd rather die than betray my friends!
Çevirmek ihanet etmektir.
- To translate is to betray.
Sana ihanet etmeyeceğim.
- I am not going to betray you.
O, memleketine ihanet etti.
- He betrayed his country.
Bu rapor, onun ihanetini doğruluyor.
- This report confirms his betrayal.
Baban her şeyi ihanet olarak kabul ediyor.
- Your father is taking the whole thing as a betrayal.
Çok ihanete uğramış hissediyorum.
- I feel very betrayed.
Mary kendini ihanete uğramış ve aşağılanmış hissetti.
- Mary felt betrayed and humiliated.
O, memleketine ihanet etti.
- He betrayed his country.
Biz ona bir kahraman dedik ama o bize ihanet etti.
- We called him a hero, but he betrayed us.