başka türlü

listen to the pronunciation of başka türlü
Turkish - English
other

As a result, people have got so used to being paid this way that they're uncomfortable with any other. - Sonuçta, insanlar kendilerine bu şekilde ödeme yapılmasına öyle alışmışlar ki başka türlüsünden rahatsız oluyorlar.

I tried to convince Tom otherwise. - Tom'u başka türlü ikna etmeye çalıştım.

else

Tom can't really do much else. - Tom gerçekten çok başka türlü yapamaz.

differently; otherwise
different

I would do it in a different way than you did. - Senin yaptığından başka türlü yapardım.

otherwise

I thought it was a good book, but Jim thought otherwise. - Ben onun iyi bir kitap olduğunu düşünmüştüm fakat Jim başka türlü düşündü.

I can't think otherwise. - Başka türlü düşünemiyorum.

(deyim) on the other hand
differently
variant
başka türlü göstermek
dissemble
kendini başka türlü göstermek
personate
kendini başka türlü tanıtma
personation
başka türlü
Favorites