azalan

listen to the pronunciation of azalan
Turkish - English
{s} decreasing
downward
sinking
diminishing
descending, decreasing
descending
decrescent
{i} decaying
decreased
(Ticaret) declining
(Bilgisayar) desc
azalan sermaye
decreasing capital
azalan dizi
descending sequence
azalan güç
slowing-down power
azalan oranlı
degressive
azalan oranlı yıpranma payı
degressive depreciation
azal
{f} decaying
azal
{f} diminished

His income was diminished by half after retirement. - Emekli olduktan sonra geliri yarı yarıya azaldı.

The war diminished the wealth of the country. - Savaş ülkenin zenginliği azalttı.

azal
fell off

Sales fell off in the third quarter. - Üçüncü çeyrekte satışlar azaldı.

azal
tail off
azal
{f} decrease

They should decrease the sugar in these muffins. - Bu kurabiyelerdeki şekeri azaltmalılar.

The medicine decreased his pain. - İlaç onun acısını azalttı.

azal
{f} decreasing

Our sales are decreasing. - Satışlarımız azalıyor.

A recent survey shows that the number of smokers is decreasing. - Son zamanlarda yapılan bir araştırma sigara içenlerin sayısının azaldığını göstermektedir.

azal
fallen off
azal
diminish

The war diminished the wealth of the country. - Savaş ülkenin zenginliği azalttı.

His income was diminished by half after retirement. - Emekli olduktan sonra geliri yarı yarıya azaldı.

azal
{f} decreased

My income has decreased ten percent. - Gelirim yüzde on azaldı.

Since 1990, methane emissions have decreased by 11%. - 1990'dan beri metan salımları %11 oranında azalmıştır.

azal
fall off
azal
mute
monoton azalan dizi
(Matematik) monotone decreasing sequence
monoton azalan fonksiyon
(Matematik) monotone decreasing function
zamanla azalan
sinking
English - English

Definition of azalan in English English dictionary

Azal
A place near the western extremity of the valley near Jerusalem
Turkish - Turkish

Definition of azalan in Turkish Turkish dictionary

AZAL
(Osmanlı Dönemi) (Ezel. C.) Ezeller. Başlangıcı olmayan zamanlar