arızi

listen to the pronunciation of arızi
Turkish - English
Turkish - Turkish
(Osmanlı Dönemi) sonradan olma, bir şeyin aslından olmayan
Gelip geçici
Sonradan olan, dıştan gelen
Geçici, eğreti
Geçici, eğreti: "Sahifede tesadüfi bir fark bulunsa, bu arızi farkı göremeyecekti."- H. Taner
ÂRIZÎ
(Osmanlı Dönemi) Zâtî ve irsî olmayıp sonradan hâsıl olan. Zâtî ve esastan olmayıp sonradan zuhur ve taalluk eden. Muvakkat, geçici
ARIZİ
(Hukuk) Dıştan gelen, eğreti; geçici
arızi
Favorites