Sakin olmak için gözlerimi kapattım.
- I closed my eyes to calm down.
Annem gözlerinde yaşlarla bana baktı.
- My mother looked at me with tears in her eyes.
Gözlerinin içine bakmak için çok heyecanlıydım.
- I was too excited to look her in the eyes.
Onun gözlerine bakmaktan kaçınmaya çalıştım.
- I tried to avoid looking at her eyes.
Burada bir görsel yanılsama var. Küpe baktığını düşünüyorsun ama gerçekte ekrana bakıyorsun.
- Here's an optical illusion: you think you are looking at a cube, but in fact you are looking at the screen.
Tom'un gözlerinde terör bakışını gördüm.
- I saw the look of terror in Tom's eyes.
Baştan çıkarıcı bakışların var.
- You have bedroom eyes.
Sakin olmak için gözlerimi kapattım.
- I closed my eyes to calm down.
Annem gözlerinde yaşlarla bana baktı.
- Mother looked at me with tears in her eyes.
Tom'un delikli bir kaşı var.
- Tom has a pierced eyebrow.
Karanlık pencereden gelen bir ışık pırıltısı vardı.
- There was a glimmer of light from the dark window.
Bu, Marika ile ilk defa göz göze gelmemiz.
- This is the first time I've looked Marika in the eye.
El sıktığımız zaman göz göze gelmeliyiz.
- Our eyes should meet when we shake hands.
Tom'un gözünü kim morarttı?
- Who gave Tom that black eye?
Tom Mary'nin gözüne baktı.
- Tom looked Mary in the eye.
Onun gözü şişmişti ve burnu kanıyordu.
- His eye was swollen and his nose was bleeding.
Benim kötü görüşüm var.
- I have poor eyesight.
Ben normal görüşe sahibim.
- I have normal eyesight.
Onun iyi bir görme gücü vardır.
- He has a good eye sight.
Nazara inanıyor musunuz?
- Do you believe in the Evil Eye?
Mary'nin gözlerinin altında mor halkalar vardı.
- Mary had dark circles under her eyes.
Tom'un gözlerinin altında koyu renkli halkalar vardır.
- Tom has dark circles under his eyes.
Lambanın ışığı siste parıldıyordu.
- The light of the lamp glimmered in the fog.
Sis perdesinin arasından, kendi geleceğim gözüme ilişti.
- In looking through the mist, I caught a glimpse of my future.
Çıplak gözle hâlâ imkansız. Ona dürbünle bakabilirsin.
- It's still impossible with the naked eye. With binoculars you might be able to glimpse it....
Bu ürünle birlikte optik aletlerin kullanımı göz tehlikesini artıracaktır.
- The use of optical instruments with this product will increase eye hazard.
They went out and eyed the new car one last time before deciding.
Far more annoying were the letters from parents of missing daughters and the private detectives who had begun showing up at his door. Independently of each other, the Cigrand and Conner families had hired “eyes” to search for their missing daughters.
He has an eye for talent.
That dress caught her eye.
When the car cut her off, she gave him the eye.
The car was quite pleasing to the eye, but impractical.
... But something caught my eye here. ...
... blink of an eye. ...