also, too

listen to the pronunciation of also, too
English - Turkish

Definition of also, too in English Turkish dictionary

as well
(Fiili Deyim ) keza , de , da
as well
de, da, dahi: I'm going as well. Ben de gidiyorum
as well
aynı zamanda

Ölüm hiçbir şeydir. Onun yerine yaşayarak başla - sadece daha zor değil fakat aynı zamanda daha uzundur. - Dying's nothing. Start instead by living - not only is it harder, but it's longer as well.

Sadece Çince dilini değil ama aynı zamanda ülkenin kendisi hakkında da bir şeyler öğrendim. - What I have learnt is not just the Chinese language, but something about the country itself as well.

as well
olduğu gibi

Keşke hala eskiden olduğu gibi yüzebilsem. - I wish I could still swim as well as I used to.

as well
ayrıca

Doğal maden suyu kalsiyum, magnezyum, sodyum, potasyum ve ayrıca nitrat içerir. - Natural mineral water contains calcium, magnesium, sodium, potassium as well as nitrate.

O ayrıca Çince öğrenimi yapıyor. - He studies Chinese as well.

as well
doğru

Ne var ki aksi de her zaman doğrudur. - And yet, the contrary is always true as well.

as well
tam
as well
aynı derecede
as well
da
as well
de, da, dahi
as well
de
as well
bile

Kimse bunu benim kadar iyi yapamaz, Tom bile - Nobody can do that as well as me, not even Tom.

Kimse bunu benim yapabildiğim kadar iyi yapamaz, Tom bile. - Nobody can do that as well as I can, not even Tom.

English - English
as well