a small amount

listen to the pronunciation of a small amount
English - Turkish

Definition of a small amount in English Turkish dictionary

crumb
{i} kırıntı

Neden her yerde kırıntılar var? - Why are there crumbs everywhere?

Bu çocuklar ördeklere ekmek kırıntıları attılar, onları gördüm. - These children threw the bread crumbs to the ducks, I saw them.

a little
biraz

Biraz daha biber ekle. - Add a little more pepper.

Eşyaları biraz daha ciddi bir şekilde al. - Take things a little more seriously.

a little
azıcık

Bir seferde azıcık iş yapacağım. - We'll do a little at a time.

Tom azıcık erken geldi. - Tom was a little early.

a little
bir parça

Pastadan bir parça al. - Have a little of this cake.

O pastadan bir parça alabilir miyim? - Could I get a little piece of that cake?

a little
biraz, birazcık, azıcık
crumb
argo değersiz kimse
a little
bir miktar

Şişe içinde kalan sadece bir miktar süt vardı. - There was only a little milk left in the bottle.

a little
az
a little
çat pat
a little
bir dirhem
a little
bir balaca
a little
dıkkılı
crumb
ekmek kırıntısı
a little
biraz: Give me a little time. Bana biraz zaman verin
a small amount of
az miktarda
crumb
kırıntılarla süslemek sofradan kırıntıları toplamak
crumb
{f} ufalamak
crumb
(isim) kırıntı, zerre; değersiz kimse
crumb
{f} galetaya bulamak
small amount
azıcık
English - English
crumb
smidgin
pittance
gry
fraction
a little

A little water has spilled.

small amount
negligible quantity
a small amount

    Hyphenation

    a small a·mount

    Turkish pronunciation

    ı smôl ımaunt

    Pronunciation

    /ə ˈsmôl əˈmount/ /ə ˈsmɔːl əˈmaʊnt/
Favorites