English - Turkish
Definition of a set of interconnected products and services in English Turkish dictionary
- a set of
- bir takım
Öncüleri bir takım engellerin üstesinden geldiler.
-The pioneers overcame a set of obstacles.
- a set of
- set
Tom her zaman onun arabasındaki sandıkta bir set atlama kabloları saklar.
-Tom always keeps a set of jumper cables in the trunk of his car.
- ecosystem
- ekosistem
Ama bütün resim bu değil. Tatoeba sadece açık, işbirlikçi, çok dilli cümleler sözlüğü değildir. O, yapmak istediğimiz bir ekosistemin parçasıdır.
-But that's not the whole picture. Tatoeba is not just an open, collaborative, multilingual dictionary of sentences. It's part of an ecosystem that we want to build.
Dinamit balıkçılığı resif ekosistemler için son derece tahrip edicidir.
-Dynamite fishing is extremely destructive to reef ecosystems.
- ecosystem
- çevre-jüye
- ecosystem
- (Tıp) Canlı organizma ile çevresi arasında karşılıklı ilişki ve etkilerin varlıı esasına dayanan ekolojinin ana kuralı
- ecosystem
- bir yerde bulunan bütün canlılar topluluğu ile çevreleri ve hayat şartları
- ecosystem
- (isim) ekosistem
Related Terms
English - English
Definition of a set of interconnected products and services in English English dictionary
- ecosystem
a set of interconnected products and services
Hyphenation
a SET of interconnected products and ser·vic·esTurkish pronunciation
ı set ıv întırkınektîd prädıks ınd sırvısızPronunciation
/ə ˈset əv ˌəntərkəˈnektəd ˈprädəks ənd ˈsərvəsəz/ /ə ˈsɛt əv ˌɪntɜrkəˈnɛktɪd ˈprɑːdəks ənd ˈsɜrvəsəz/
Resimler
Favorites