English - Turkish
Definition of a jingle, a ditty, a tune [ in English Turkish dictionary
- sail
- yelken
Rüzgara karşı yelken açtık.
-We sailed against the wind.
Yokohama'dan Kobe'ye yelkenli ile gittik.
-We sailed from Yokohama to Kobe.
- sail
- süzülmek
- sail
- (Askeri) gemi ya da yelkenli ile gitmek
- sail
- kolayca geçmek
- sail
- gitmek
- sail
- gemi
Gemi öğleyin hareket edecektir.
-The ship will set sail at noon.
Bu gemi sefere çıkmak üzeredir.
-The ship is about to set sail.
- sail
- yel değirmeni yelpazesi
- sail
- {f} gemi ile gitmek
- sail
- {i} deniz yolculuğu
Tom'la deniz yolculuğuna gitmeyi gerçekten dört gözle bekliyorum.
-I'm really looking forward to going sailing with Tom.
- sail
- {f} tehlikeli bir yolda gitmek, tehlikeli bir şekilde hareket etmek
- sail
- {f} gururla hareket etmek
- sail
- {i} yelkenler
Ben rüzgarın yönünü değiştiremem, ama her zaman benim hedefe ulaşmak için benim yelkenleri ayarlayabilirim.
-I can't change the direction of the wind, but I can adjust my sails to always reach my destination.
Bütün yelkenler indirildi.
-All the sails were taken down.
- sail
- {f} yüzdürmek
- sail
- yelkenle seyretmek
- sail
- {f} havada süzülmek
- sail
- {i} gemi ile yolculuk
- sail
- havada uçmak
Related Terms
English - English
Definition of a jingle, a ditty, a tune [ in English English dictionary
- sail
a jingle, a ditty, a tune [
Resimler
History
Favorites