açığa çıkar

listen to the pronunciation of açığa çıkar
Turkish - English
evince
{f} revealing

If cabin pressure should change, panels above your seat will open revealing oxygen masks. - Kabin basıncının değişmesi gerekiyorsa, koltuğunuzun üzerindeki paneller oksijen maskelerini açığa çıkaracaktır.

reveal

He didn't reveal his identity. - O, kendi kimliğini açığa çıkarmadı.

She was reluctant to reveal her secret. - Sırrını açığa çıkarmak istemiyordu.

uncover

We uncovered this arcane. - Biz bu gizemi açığa çıkardık.

He who uncovers the most dies the fastest. - Gerçekleri en çok açığa çıkaran, en çabuk ölür.