şükran

listen to the pronunciation of şükran
Turkish - English
{i} gratitude

We owe Tom a debt of gratitude. - Tom'a şükran borçluyuz.

I owe him a debt of gratitude for what he did. - Yaptığından dolayı ona bir şükran borcum var.

Thanksgiving, thanks, gratitude
blessing
gratitude, thanksgiving
thankfulness
praise
thank

She expressed her thanks for the present. - O, hediye için şükranlarını sundu.

They ate turkey on Thanksgiving Day. - Onlar Şükran Gününde hindi yediler.

appreciation

Then the guest of honor opens them and expresses his or her appreciation. - Sonra onur konuğu onları açar ve şükranlarını ifade eder.

thanksgiving

They ate turkey on Thanksgiving Day. - Onlar Şükran Gününde hindi yediler.

It's a custom to have turkey at Thanksgiving. - Şükran gününde hindi yemek bir gelenektir.

thanks

It's a custom to have turkey at Thanksgiving. - Şükran gününde hindi yemek bir gelenektir.

They ate turkey on Thanksgiving Day. - Onlar Şükran Gününde hindi yediler.

thankful

Tom has a lot to be thankful for. - Tom'un şükran duyacağı çok şey var.

şükran günü
Thanksgiving day
şükran günü
Thanksgiving Day, Thanksgiving
Şükran Yortusu
Thanksgiving Day
şükran borcu
debt of gratitude
şükran plaketi
votive tablet
Turkish - Turkish
(Hukuk) Teşekkür; gönül borcu
(Osmanlı Dönemi) İyilik bilmek. Minnettarlık. Şükretme hâli
İyilik bilme, gönül borcu, minnettarlık: "Biz, şükran ve muhabbetle ellerini öpüyoruz."- R. H. Karay
İyilik bilme, gönül borcu, minnettarlık
(Osmanlı Dönemi) teşekkür etmek, iyilik bilmek, minnettarlık
şükran güngör
Güle Güle, Büyük Adam Küçük Aşk gibi filmlerde de oynayan ve geçenlerde 76 yaşındayken ölen tiyatro sanatçımız
şükran kozalı
Eğreti Gelinler, Deniz ipeği gibi romanlarıyla tanınmış kadın yazarımız
aynı şükran
(Osmanlı Dönemi) teşekkürü gerektiren
şükran
Favorites