ünlüler

listen to the pronunciation of ünlüler
Turkish - English
stardom
vowels
ünlü
renowned

He was renowned to be a very good pilot. - O çok iyi bir pilot olduğu için ünlüydü.

Tom is a renowned chef. - Tom ünlü bir aşçıbaşı.

ünlü
vowel

Vowel harmony is important in the Hungarian language. - Ünlü uyumu Macar dilinde önemlidir.

French has many more vowels than Japanese. - Fransızcanın Japoncadan daha çok ünlü harfleri var.

ünlü
famous

Justin Bieber is more famous than Katie Holmes. - Justin Bieber, Katie Holmes'tan daha ünlüdür.

The singer is famous not only in Japan but also in Europe. - Şarkıcı sadece Japonya'da değil, aynı zamanda Avrupa'da da ünlü.

ünlü
eminent
ünlü
distinguished
ünlü
great

Tom doesn't have great people skills. - Tom ünlü insan yeteneklerine sahip değil.

The world's greatest singers and most of its famous musicians have been fat or at least decidedly plump. - Dünyanın en büyük şarkıcıları ve ünlü müzisyenlerinin çoğu şişmandır ya da en azından bariz şekilde tombuldur.

ünlü
prestigious
ünlü
glorious
ünlü
celebrated

In 1989, the extremely famous Eiffel Tower celebrated its one hundred years of existence. - 1989 yılında, son derece ünlü Eyfel Kulesi var oluşunun yüz yılını kutladı.

The most celebrated saint in Brazil is Saint Anthony. - Brezilya'da en ünlü aziz Saint Anthony'dir.

ünlü
{s} illustrious
ünlü
celeb

Who's your favorite celebrity? - Senin en sevdiğin ünlü kimdir?

You're a celebrity now. - Sen artık bir ünlüsün.

ünlü
(deyim) in the public eye
ünlü
well-known
ünlü
proverbial
ünlü
(Dilbilim) vocalic
ünlü
celebrity

Who's your favorite celebrity? - Senin en sevdiğin ünlü kimdir?

You're a celebrity now. - Sen artık bir ünlüsün.

ünlü
star

She started pursuing him before he became famous. - O, ünlü olmadan önce onun peşinde koşmaya başladı.

I didn't know Tom was famous when we started dating. - Biz çıkmaya başladığımızda Tom'un ünlü olduğunu bilmiyordum.

ünlü
well known
ünlü
(Dilbilim) vocoid
ünlü
wellknown
ünlü
long-familiar
ünlü
famed

She is famed as a soprano. - O bir soprano olarak ünlüdür.

He who has skill and art, becomes famed in the world. - Yeteneği ve sanatı olan bu dünyada ünlü olur.

ünlü
reputable
ünlü
noted

She is a noted singer. - O, ünlü bir şarkıcıdır.

Tom's father was a noted mathematician. - Tom'un babası ünlü bir matematikçiydi.

ünlü
legendary
ünlü
big

Sami wanted to go to a big city and be rich and famous. - Sami büyük bir şehre gitmek ve zengin ve de ünlü olmak istedi.

ünlü
known

San Francisco is known for its fog and its hills among other things. - San Fransisko, sisi ve diğer şeylerin arasında tepeleri ile ünlüdür.

ünlü
of note
sabun köpüğü ünlüler
tragic wannabes
ünlü
famous, famed, renowned; well-known
ünlü
reputed

This is a true story. A woman was admitted to a reputed obstetrics clinic to give birth. - Bu gerçek bir hikaye. Bir kadın, doğurmak için ünlü bir kadın-doğum kliniğine yatırıldı.

ünlü
sonant
ünlü
(harf) vowel
ünlü
of mark
ünlü
prominent
ünlü
phonetics vowel
ünlü
famous, well-known, celebrated, eminent, famed, renowned, illustrious, noted, prominent, reputable " meşhur, şanlı, namlı; vowel" sesli
Turkish - Turkish

Definition of ünlüler in Turkish Turkish dictionary

Ünlü
tanınmış
ünlü
Ün salmış olan, şöhretli, meşhur, şanlı, namlı, namdar
ünlü
Ün salmış olan, şöhretli, meşhur, şanlı, namlı, namdar: "Kimsenin üzerinde durmadığı birkaç ünlü kişiden birisi de, kesinlikle o idi."- T. Buğra
Ünlü
sesli
Ünlü
adlı
Ünlü
sesli harf
Ünlü
vokal
Ünlü
adlı sanlı
Ünlü
namdar
ünlü
Ses yolunda bir engele çarpmadan çıkabilen ses, sedalı harf, vokal: a, e, ı, i, o, ö, u, ü
ünlü
Ses yolunda bir engele çarpmadan çıkabilen ses, vokal, sesli, sesli harf: a, e, ı, i, o, ö, u, ü
ünlü
savti
ünlüler
Favorites