çırpmak

listen to the pronunciation of çırpmak
Turkish - English
shake
whisk
Shake out (a tablecloth, rug, etc.)
Trim, clip
(for a bird) Flap (its wings)
Beat, whisk, or whip (a food)
Agitate (a piece of laundry, a cloth, etc.) (in water) (as is done when rinsing)
Clap (one´s hands)
Steal
to trim, clip
to beat, whisk, or whip (a food)
churn
to agitate (a piece of laundry, a cloth, etc.) (in water) (as is done when rinsing)
scramble
shake up
to beat; (kanat) to flutter, to flap; (el) to clap; (çamaşır) to rinse
(for a bird) to flap (its wings)
beat up
mill
beat

Are you going to use the blender to beat the eggs? - Yumurtaları çırpmak için karıştırıcı kullanacak mısın?

cream
clap
stir up
whip up
fold
whip
to clap (one's hands)
to shake out (a tablecloth, rug, etc.)
full
kanat çırpmak
flutter
çırpmak (yumurta)
beat
çırpmak (yumurta)
scramble
çırpma
(Gıda) whipping
çırpma
whisking
çırpma
clipping
çırp
{f} flap

The bird flapped its wings. - Kuş kanatlarını çırptı.

Flap your wings or die. - Kanatlarını çırp ya da öl.

çırp
flap down
çırp
{f} flapping
kanat çırpmak
flap
çırpma
(Spor) (Wrestling) Gut wrench. A hold used by a wrestler which is applied to their opponent's torso in an attempt to turn him/her to score points
el çırpmak
applaud
el çırpmak
clap one's hands
el çırpmak
to clap the hands
çırpma
hemming stitch
çırpma
trimming, clipping (something)
çırpma
stealing
çırpma
flap
çırpma
beating, whisking, or whipping (a food)
çırpma
shaking out (a tablecloth, a rug, etc.)
çırpma
(a bird's) flapping (its wings)
çırpma
agitating (a piece of laundry, a cloth, etc.) (in water) (as is done when rinsing)
çırpma
clapping (one's hands)
çırpma
basting stitch
Turkish - Turkish
Hızla ve kesik kesik silkelemek
Bir şeyin ucundan bir parça kesmek
Sulu yiyecekleri hızla ve sürekli olarak çatal, kaşık gibi bir şeyle karıştırmak
Güreşte rakibinin kollarını beli hizasında sımsıkı kavrayarak minderde kendi üzerinden sağa ve sola sırt üstü savurmak. Çalmak, hırsızlık etmek
Hızla ve kesik kesik silkelemek: "Kanat çırparken birden durulur, suya konarlar."- H. Taner. İki şeyi birbirine çarpmak: "Ali Bey ellerini çırptı: -Elif Hanım, hepimize kahve diye seslendi."- H. E. Adıvar
Güreşte rakibinin kollarını beli hizasında sımsıkı kavrayarak minderde kendi üzerinden sağa ve sola sırt üstü savurmak
İki şeyi birbirine çarpmak
Çalmak, hırsızlık etmek
Çırpma
çırpış
çırpma
Çırpmak işi
çırpma
Kuru mercimek ve ince kıyılmış pancardan yapılan bir yemek
çırpma
Kumaşın kenarını kıvırıp dikmek için iğne, kenara göre çapraz tutularak ve çift kattan batırılıp tek kattan çıkarılarak yapılan dikiş biçimi
çırpmak
Favorites