O bölgede, çok iyi tanınmış bir şarap üretilir.
- A very well known wine is produced in that region.
O çok iyi tanınmıştı.
- He was very well known.
Bir sosyete moda toplumda iyi tanınan ve sosyal faaliyetlere ve eğlenceye düşkün bir kişidir.
- A socialite is a person who is well known in fashionable society and is fond of social activities and entertainment.
Sami iyi tanınan bir avukat tuttu.
- Sami hired a well known attorney.
Zülfikar, dördüncü İslam halifesi olan Hazret-i Ali'nin meşhur kılıcıydı.
- Zulfiqar was the famous sword of Hazret-i Ali, fourth caliph of Islam.
O meşhur bir sanatçıdır.
- He is a famous artist.
Onun kitabı sadece İngiltere'de ünlü değil, Japonya'da da ünlü.
- Her book is famous not only in England but also in Japan.
Justin Bieber, Katie Holmes'tan daha ünlüdür.
- Justin Bieber is more famous than Katie Holmes.
En tanınmış kitaplarını 60'lı ve 70'li yıllarda yayınladı.
- During the 60s and 70s, she published her most famous books.
Mary tanınmış bir pop yıldızıdır.
- Mary is a famous pop star.
Onun çok iyi bilinen bir aktris olduğu söylenilmektedir.
- It's said that she's a well-known actress.
Tom, çok iyi bilinen bir biyolog.
- Tom is a very well-known biologist.
Biz mükemmel bir biçimde geçindik.
- We got along famously.
A common approach is for the server to accept messages at a well-known port.
... He will be well known to you as with a background in print ...
... they're probably pretty well known. ...