That's outside my area of expertise.
- Bu benim uzmanlık alanımın dışında.
The game of chess requires much concentration and expertise.
- Satranç oyunu fazla konsantrasyon ve uzmanlık gerektirir.
What is your specialty?
- Uzmanlık alanın nedir?
This is not my specialty.
- Bu benim uzmanlık alanım değil.
She is an expert typist.
- O bir uzman daktilocu.
He refused to ask for advice from experts.
- Uzmanlardan tavsiye istemeyi reddetti.
Tom wanted to become a search-and-rescue specialist.
- Tom bir arama- kurtarma uzmanı olmak istiyordu.
A leading specialist was brought in to authenticate the painting.
- Önde gelen bir uzman resmi tasdik etmek için içeriye getirildi.
I think that's an interesting profession.
- Bence bu enteresan bir uzmanlık alanı.
Tom is an authority in his field.
- Tom, alanında bir uzmandır.
He's an authority in his field.
- O, alanında bir uzmandır.
Professional translators quite often specialize in just one field, for example law or medicine.
- Profesyonel çevirmenler çoğunlukla sadece tek bir alanda uzmanlaşırlar, örneğin hukuk ve tıp.
You need a professional to translate this.
- Bunu çevirmek için bir uzmana ihtiyacın var.
Don't you trust the weathermen?
- Meteoroloji uzmanlarına güvenmiyor musunuz?
Don't worry so much! For quite an esteemed expert such as myself, it's peasy lemon squeezy!
- Bu kadar endişelenme! Benim gibi çok saygın bir uzman için bu iş çocuk oyuncağı!
Desserts are my specialty.
- Çöller benim uzmanlık alanımdır.
What's your specialty?
- Uzmanlık alanın nedir?
The judges haven't yet picked the best book.
- Uzmanlar henüz en iyi kitabı seçmediler.
Tom certainly is a poor judge of character.
- Tom kesinlikle kötü bir karakter uzmanı.
Which foreign language are you most proficient in?
- En çok hangi yabancı dilde uzmanlaşmış bulunuyorsunuz?
Tom is a proficient marksman.
- Tom uzman bir keskin nişancıdır.