Aborijin olan Leyla, meşhur izleme becerilerini kullandı.
- Layla, an Aborigene, made use of her renowned tracking skills.
Aborijin olan Leyla, meşhur izleme becerilerini kullandı.
- Layla, an Aborigene, made use of her renowned tracking skills.
Paket için bir takip numarası var mı?
- Is there a tracking number for the package?
Bana takip numarasını gönderin lütfen.
- Send me the tracking number please.
Tom'un yaptıklarını izlemekten daha iyi yapacak işlerim var.
- I've got better things to do than to keep track of what Tom's doing.
Siz doğru yoldasınız.
- You're on the right track.
Sonunda işim yoluna girdi.
- My business has at last gotten on the right track.
Her sabah demir yolu hatlarını geçeriz.
- We cross the railroad tracks every morning.
Her sabah demir yolu hattını geçerim.
- I cross the railroad tracks every morning.
Raylar yola paralel uzanıyor.
- The tracks run parallel to the road.
Lütfen demiryolu rayları yakınında oynamayın.
- Please don't play near the railroad tracks.
Biz geyikler tarafından bırakılan izleri takip ettik.
- We followed the tracks left by the deer.
Bu lastik izleri orta boy bir araç tarafından yapıldı.
- These tire tracks were made by a mid-size vehicle.
Tom'un yaptıklarını izlemekten daha iyi yapacak işlerim var.
- I've got better things to do than to keep track of what Tom's doing.
Tom izlerini kapatmak için elinden geleni denedi böylece yüzünü kurtarabildi.
- Tom tried his best to cover his tracks so he could save face.
Yavaşla. Bu bir yarış pisti değil.
- Slow down. It's not a race track.
Muhtemelen fosilleşmiş parçalar jura dönemi hayvanlarına aittir.
- Possibly the fossilized tracks belong to animals of the Jurassic period.
Bu, bütün diskteki favori parçam.
- This is my favorite track on the entire disc.
UK internet service provider TalkTalk has pulled the plug on its agreement with online behaviour tracking firm Phorm.
AIDS araştırma dünyasında yer alan tüm değişiklikleri takip edemem.
- I can't keep track of all the changes taking place in the world of AIDS research.
Avcı ayının izlerini takip etti.
- The hunter followed the bear's tracks.
Birçok kumarbaz, at yarışı pistinde para kazanır ve kaybeder.
- Many gamblers win and lose money at the horse-race track.
Yavaşla. Bu bir yarış pisti değil.
- Slow down. It's not a race track.
My uncle spent all day tracking the deer.
... And that's why we're announcing referral tracking. ...
... tracking the motion of this comet. ...