to believe in absense of or despite evidence

listen to the pronunciation of to believe in absense of or despite evidence
Englisch - Türkisch

Definition von to believe in absense of or despite evidence im Englisch Türkisch wörterbuch

faith
{i} inanç

Mevcut sisteme inançlarını kaybettiler. - They lost faith in the existing system.

O bir inanç insanıdır. - He is a man of faith.

faith
güven

İnsanlar bankalara güvenini kaybettiler. - People lost faith in banks.

O, benim paramı çalmaz, ona güvenim var. - He will not steal my money; I have faith in him.

faith
{i} iman

Allah'a imanın varsa, tüm beş duyunu kontrol edip huzurlu bir uzun yaşam sürebilirsin. - If you have faith in God,You can control all five senses and live a peaceful longlife

İman olmayan bir kişi ürkütücüdür. - A person without faith is frightening.

faith
vefa

Köpeklerin vefakarlığı bizi etkiler. - Dogs' faithfulness impresses us.

faith
inan

Tom kesinlikle Mary'nin sadık olduğuna inanıyor. - Tom certainly believes Mary is faithful.

Benden başka bütün üyelerin onun söylediğine inancı vardı. - All the members but me have faith in what he says.

faith
hıyanet
faith
şeref sözü
faith
güvenç
faith
güçlü inanç
faith
din

Kız kardeşinin aksine, o, ebeveynlerinin ona verdiği dini inancı korudu. - Unlike his sister, he has retained the religious faith his parents brought him up in.

Dinsel inancımı yitirdim. - I've lost my religious faith.

faith
{i} vâât
faith
bad faith kötü niyet
faith
{i} inanç; itikat; iman
faith
(isim) inanç, güven, iman, din, sadakât, bağlılık, niyet, söz, vâât
faith
faith healer itikatla hastalığı iyi ettiğini iddia eden kimse
faith
{i} söz

Sözüne sadık olmalısın. - You must be faithful to your word.

faith
{i} niyet
faith
Allaha iman
faith
faith cure itikatla şifa bulma
to believe in
itikat etmek firmly
Englisch - Englisch
faith
to believe in absense of or despite evidence
Favoriten