Corn is the most highly subsidized crop in America.
- Mısır, ABD'de en çok mali destek alan tarım ürünüdür.
Crows all but destroyed the farmer's field of corn.
- Kargalar çiftçinin mısır alanını harap ettiler.
The pyramids of Egypt are one of the seven wonders of the world.
- Mısır piramitleri dünyanın yedi harikasından biridir.
In the sixteenth century Ottoman Turks attempted to construct a canal in Egypt to unite Mediterranean Sea and Red Sea.
- On altıncı yüzyılda Osmanlı Türkleri Akdeniz ve Kızıldeniz'i birleştirmek için Mısır'da bir kanal inşa etmeye teşebbüs ettiler.
Anthony was respected by the Egyptians.
- Anthony'ye Mısırlılar tarafından saygı gösterilirdi.
Cleopatra learned to speak Egyptian.
- Kleopatra, Mısır dilini konuşmayı öğrendi.
France has banned a strain of genetically modified maize.
- Fransa, genetiği değiştirilmiş bir mısır türünü yasakladı.
I eat cornflakes for breakfast.
- Kahvaltı için mısır gevreği yerim.
Although I ate 3 bowls of cereal for breakfast, I am still hungry.
- Kahvaltıda 3 kase mısır gevreği yememe rağmen hala açım.
I need some milk for my cereal.
- Mısır gevreğim için biraz süte ihtiyacım var.
Tom followed John across a cornfield.
- Tom bir mısır tarlasınında John'u izledi.
Tom took a handful of popcorn from the bowl.
- Tom kaseden bir avuç patlamış mısır aldı.
Have you ever eaten chocolate-covered popcorn?
- Hiç çikolata kaplı patlamış mısır yedin mi?