Recall the filename before you try to perform file recovery.
- Dosya kurtarmaya çalışmadan önce dosya adını hatırlayın.
You need to work on saving your marriage.
- Evliliğini kurtarmak için çalışmak zorundasın.
You need to work on saving your marriage.
- Evliliğini kurtarmak adına çaba sarfetmen gerek.
Tom died trying to save a child from a burning building.
- Tom yanan bir binadan bir çocuğu kurtarmaya çalışırken öldü.
Someone needs to save him, or he'll drown.
- Birisi onu kurtarmalı, ya da o boğulacak.
He came to my rescue.
- O, beni kurtarmak için geldi.
They hurried to their father's rescue.
- Babalarını kurtarmak için acele ettiler.
It's impossible to release his foot from the trap.
- Onun ayağını tuzaktan kurtarmak imkansız.
She did her best to rescue him.
- O, onu kurtarmak için elinden geleni yaptı.
He came to my rescue.
- O, beni kurtarmak için geldi.
I want to recover my valuables.
- Ben değerli eşyalarımı kurtarmak istiyorum.
US Marshal Tom Jackson is determined to recover the fugitive.
- Kaçağı kurtarmak için US Marshal Tom Jackson belirlenir.
She risked her life to save him.
- O, onu kurtarmak için hayatını riske attı.
Tom risked his life to save Mary.
- Tom Mary'yi kurtarmak için hayatını riske attı.
The little boy struggled to free himself from the policeman.
- Küçük oğlan kendini polis memurundan kurtarmak için uğraştı.
Tom struggled to free himself.
- Tom kendini kurtarmak için mücadele etti.
It's impossible to release his foot from the trap.
- Onun ayağını tuzaktan kurtarmak imkansız.
I must rid my kitchen of cockroaches.
- Mutfağımı hamamböceklerinden kurtarmalıyım.
I'm trying to rid myself of this bad habit.
- Kendimi bu kötü alışkanlıktan kurtarmaya çalışıyorum.
He has no redeeming traits.
- Onun kurtarıcı özelliği yok.
He rescued a boy from drowning.
- Bir çocuğu boğulmaktan kurtardı.
Tom rescued the dog from being eaten by the hungry soldiers.
- Tom, köpeği aç askerler tarafından yenilmekten kurtardı.
The rescue workers are going to hand out supplies to the victims of the earthquake.
- Kurtarma ekipleri depremin kurbanlarına malzeme dağıtacak.
Search and rescue operations began immediately.
- Arama ve kurtarma operasyonları hemen başladı.
The man extricated Ellie from a dangerous situation.
- Adam Ellie'yi tehlikeli bir durumdan kurtardı.
Horrible helicopter accident in a Belgian cemetery, the rescuers have already salvaged more than 500 corpses.
- Bir Belçika mezarlığındaki korkunç helikopter kazası, kurtarıcılar şimdiden 500'den fazla ceset çıkardılar.
This table is made out of salvaged wood.
- Bu masa kurtarılmış ahşaptan yapılır.
The man extricated Ellie from a dangerous situation.
- Adam Ellie'yi tehlikeli bir durumdan kurtardı.
He recovered his stolen wallet.
- O, çalınan cüzdanını kurtardı.
I want to recover my valuables.
- Ben değerli eşyalarımı kurtarmak istiyorum.
I will bust you out of prison - seni hapisten kurtaracağım.
I asked Tom to help me get out of trouble.
- Tom'dan başımı beladan kurtarmak için bana yardımcı olmasını istedim.
We need help in fixing our broken marriage.
- Çatırdayan evliliğimizi kurtarmak için yardıma ihtiyacımız var.