It was a cat starved to skin and bones.
- Bir deri bir kemik açlıktan ölmüş bir kediydi.
The bones remained frozen in the ice.
- Kemikler buzda donmuş olarak kaldı.
She suffers from osteoporosis.
- O, kemik erimesinden muzdarip.
My cousin suffers from osteoporosis.
- Kuzenim kemik erimesinden muzdarip.
Blood cells are produced in the bone marrow.
- Kan hücreleri kemik iliğinde üretilirler.
Dr. Sagan suffered from a rare bone marrow disease called myelodysplasia.
- Dr. Sagan miyelodisplazi adlı ender bir kemik iliği hastalığından muzdaripti.
Dr. Sagan suffered from a rare bone marrow disease called myelodysplasia.
- Dr. Sagan miyelodisplazi adlı ender bir kemik iliği hastalığından muzdaripti.
I am donating bone marrow.
- Kemik iliği bağışı yapıyorum.