Tom is filling out a job application form. - Tom bir iş başvuru formu dolduruyor.

Tom is filling out an application form. - Tom bir başvuru formu dolduruyor.

Could you fill up the ice cube trays and put them in the freezer? - Buz küpü tepsilerini doldurur musun ve derin dondurucuya koyar mısın?

Make sure you don't forget to fill up the tank. - Tankı doldurmayı unutmayacağından emin ol.

She filled this vase with water. - Bu vazoyu suyla doldurdu.

Fill the jars with water. - Kavanozları suyla doldur.

The news filled her with sorrow. - Haber onu üzüntü ile doldurdu.

She filled this vase with water. - Bu vazoyu suyla doldurdu.

Fill out this registration card, please. - Bu sicil kartını doldurun lütfen.

Please fill out this form first. - Öncelikle bu formu doldurun, lütfen.

He stuffed his laundry into a large bag. - Büyük bir çanta içine çamaşırlarını doldurdu.

I wanted to buy the huge stuffed bear at Ken's store, but it was not for sale. - Ken'in dükkanındaki kocaman içi doldurulmuş ayıyı almak istedim ama satılık değildi.

I spent the entire morning filling out these forms. - Bu formları doldurarak bütün sabahı harcadım.

Tom is filling out a ballot. - Tom bir oy pusulası dolduruyor.

Fill in your name and address. - Adınızı ve adresinizi doldurun.

Please fill in this form. - Lütfen bu formu doldurun.

The boy stuffed cake into his mouth. - Çocuk ağzına kek doldurdu.

Mary says that she can't fall asleep without her favorite stuffed animal. - Mary favori doldurulmuş hayvanı olmadan uyuyamayacağını söylüyor.

Cheap imports will glut the market. - Ucuz ithalat piyasayı dolduracaktır.