dışarı çıkma

listen to the pronunciation of dışarı çıkma
Türkisch - Englisch
egression
egress
bounce out
dışarı çıkmak
go out

I would rather stay at home than go out. - Dışarı çıkmaktansa evde kalmayı tercih ederim.

Would you like to go out to have a drink somewhere? - Bir yerde içki içmek için dışarı çıkmak ister misiniz?

dışarı çık
went out

I went out with my friends. - Ben arkadaşlarımla dışarı çıktım.

Tom put his hat on and went outside. - Tom şapkasını giydi ve dışarı çıktı.

dışarı çıkmak
step out
dışarı çıkmak
move out

Sami wanted to move out. - Sami dışarı çıkmak istiyordu.

dışarı çıkmak
(deyim) come out for
dışarı çıkmak
protrude
dışarı çıkmak
pop out
dışarı çıkmak
(Konuşma Dili) go for
dışarı çık
gone out

I'm afraid he's just gone out. - Maalesef o az önce dışarı çıktı.

He has gone out for a walk. - O bir yürüyüş için dışarı çıktı.

dışarı çık
walkout
dışarı çıkmak
step outside
dışarı çıkmak
climb out of
dışarı çıkmak
to go out, to pop out
dışarı çıkmak
1. to go out. 2. to defecate
dışarı çıkmak
issue
dışarı çıkmak
pass out