biletçi

listen to the pronunciation of biletçi
Türkisch - Englisch
bus conductor, conductor; ticket inspector, inspector; ticket seller; lottery ticket seller
ticket collector
conductor

Tom is a world-famous bus conductor. - Tom dünyaca tanınmış bir otobüs biletçisidir.

The bus conductor told her to get off because she could not pay the fare. - Otobüs biletçisi o, bilet ücretini ödeyemediği için ona otobüsten inmesini söyledi.

ticket seller
lottery ticket seller
trolley man
ticket conductor
ticket inspector
bilet
{i} ticket

I had difficulty getting a ticket for the concert. - Konser için bilet alırken zorlandım.

Luckily, I was able to get the tickets yesterday. - Şansa bak ki, biletleri dün almıştım.

bilet
(Mekanik) billet
bilet
bill
bilet
ticket book
bilet
ticket; entry pass
kadın biletçi
conductress
Türkisch - Türkisch
Bilet satan görevli
bilet
Para ile alınan, konser, sinema, tiyatro gibi eğlence yerlerine girme, ulaşım araçlarına binme veya bir talih oyununa katılma imkânını veren belge
bilet
Para ile alınan, konser, sinema, tiyatro gibi eğlence yerlerine girme, ulaşım araçlarına binme veya bir talih oyununa katılma imkânını veren belge: "Biletini alıncaya kadar vapur da geldi."- P. Safa