be out of place

listen to the pronunciation of be out of place
Englisch - Türkisch
1. (her zamanki) yerinde olmamak. 2. yersiz/uygunsuz/yakışıksız olmak, yakışık almamak
(fiilen) yerinde olmamak
uygun düşmemek
yerinde olmamak (fiilen)
be out of
{k} bozulmuş olmak
out of place
uygunsuz

Tom bir şeyin uygunsuz olduğunu fark etti. - Tom's noticed something was out of place.

Bu büyük kanepe küçük bir odada uygunsuz olurdu. - This large sofa would be out of place in a small room.

be out of
dışında bulunmak
be out of
kalmamak
be out of
tükenmiş olmak
be out of
dışında olmak
to be out of place
abes kaçmak
out of place
yersiz

Onun tenkitleri yersizdi. - His criticisms were out of place.

be out of
1. (bir şey) tükenmiş olmak, kalmamak: We´re out of gas. Benzinimiz bitti. By the time he reached the top of the hill he was out of breath. Yokuşun başına vardığında nefesi kesilmişti
out of place
uygun değil

Ben buraya uygun değilim. - I'm out of place here.

Englisch - Englisch

Definition von be out of place im Englisch Englisch wörterbuch

out of place
Not in the proper situation or arrangement, or inappropriate for the circumstances

Amongst all those horsey people I felt quite out of place.

Out of place
incongruent
out of place
not in a proper arrangement; "not a hair was out of place"
out of place
not in the right place, unsuitable, not proper
out of place
of an inappropriate or misapplied nature
be out of place
Favoriten