partiye bendi de götürün.
I made this clothing myself.
- Bu giysiyi ben kendim yaptım.
I can only speak for myself.
- Ben sadece kendim adıma konuşabilirim.
My dog is almost half the size of yours.
- Benim köpeğim neredeyse boyunuzun yarısı kadar.
Put yourself in my place.
- Kendini benim yerime koy.
An egoist is someone who thinks only about himself, and not about me.
- Bir egoist, beni değil de sadece kendisini düşünen birisidir.
Tom is young, rich, spoiled and egocentric.
- Tom, genç, zengin, şımarık ve benmerkezcidir.
She had a mole on her face.
- Onun yüzünde bir ben var.
Each molecule in our body has a unique shape.
- Vücudumuzdaki her molekülün benzersiz bir şekli vardır.
For God's sake, get me out of here!
- Allah aşkına beni buradan çıkarın.
Please get me hotel security.
- Lütfen beni otel güvenliğine götürün.
O utanç içinde başını eğdi.
- She bent her head in shame.