I don't want to humiliate them.
- Ben onları küçük düşürmek istemiyorum.
I just want to humiliate her.
- Ben sadece onu küçük düşürmek istiyorum.
That store had to reduce their prices.
- O mağaza, fiyatlarını düşürmek zorunda kaldı.
The opposition party put forward a bill to reduce income tax.
- Muhalefet partisi gelir vergisini düşürmek için bir yasa tasarısı sundu.
Tom seems to be unwilling to lower the price.
- Tom fiyatı düşürmek için isteksiz görünüyor.
The government explicitly declared its intention to lower taxes.
- Hükümet vergileri düşürmek için niyetini açıkça bildirdi.