çekmiş

listen to the pronunciation of çekmiş
Türkisch - Englisch
shrunk
shrunken
contracted
endured
çek
cheque

Someone stole my wallet. I no longer have a cheque book or a credit card. - Birisi benim cüzdanımı çaldı. Artık bir çek defterim ya da bir kredi kartım yok.

As soon as I received the cheque, I went to the bank. - Çeki alır almaz bankaya gittim.

çek
drafting
çek
(Ticaret) check cheque
çek
draught
çek
(Otomotiv) non-return valve
çek
(Kanun) bill of exchange
çek
pull

When rain's fallen and the soil is moist, it becomes easier to pull out weeds. - Yağmur yağarsa ve toprak nemli olursa, otları çekmek daha kolay olur.

He pulled up the weed and threw it away. - O, otu çekti ve onu attı.

çek
pull on
çek
{f} shrunk

My jeans have shrunk. - Kot pantolonum çekti.

Tom's new shirt shrunk when he washed it and now it doesn't fit. - Tom yeni gömleğini yıkadığında çekti ve şimdi uymuyor.

çek
suffer from

He used to suffer from severe nasal congestion. - O şiddetli burun tıkanıklığından dolayı acı çekti.

He used to suffer from stomach aches. - O, mide ağrılarından dolayı acı çekerdi.

çek
{f} shrinking
çek
drew

She drew her gun and said: - Silahını çekti ve dedi :

Madonna's concert drew a large audience. - Madonna'nın konseri büyük bir dinleyici çekti.

çek
{f} haul
çek
draw away
çek
roll up

Roll up your right sleeve. - Sağ elbise kolunu yukarı çek.

çek
pop
çek
shrink back
çek
acquittance
çek
attract

I find her appearance attractive. - Onun görünümünü çekici bulurum.

His niece is attractive and mature for her age. - Onun kız yeğeni çekici ve yaşına göre olgundur.

çek
{f} hauling
çek
yank

Stop yanking my hair, it hurts! - Saçımı çekmeyi durdur, acıyor!

Tom gave the rope a yank. - Tom halata ani bir çekiş verdi.

çek
of check
çek
cheques
çek
inflect

In that language, adjectives and nouns are inflected for gender. - O dilde, sıfatlar ve isimler cinsiyete göre çekilir.

dünya nimetlerinden elini eteğini çekmiş
ascetic
dünya nimetlerinden elini eteğini çekmiş kimse
ascetic
dünyadan elini ayağını çekmiş
sequestered
dünyadan elini eteğini çekmiş
recluse
esrar çekmiş
dopey
kafayı çekmiş
tanked
Çek
(a) Czech
Çek
Czech, of the Czechs
Çek
{i} Czech

Such languages as Russian, Polish, Czech and Bulgarian have common Slavic roots. - Rusya, Polonya, Çek ve Bulgaristan'ın ortak Slav kökleri var.

I want to buy a Czech sweater. - Çek kazağı satın almak istiyorum.

Çek
czechoslovak
çek
cheque, check
çek
written order from one party directing a bank to pay a specified amount of money to another party
çek
of the Czech Republic; of the former nation of Czechoslovakia
çek
native or resident of the Czech Republic; resident of the former nation of Czechoslovakia; check
çek
{i} check

I will pay for it by check. - Ben onu çek ile ödeyeceğim.

I'd like to pay by check. - Çek ile ödeme yapmak istiyorum.

çek
rollup
çek
lure

Layla lured Sami to her house. - Leyla, Sami'yi evine çekti.

Tom was lured into a trap. - Tom bir tuzağa çekildi.

çek
pull#on
çek
pullon
çek
drawaway
Türkisch - Türkisch

Definition von çekmiş im Türkisch Türkisch wörterbuch

ÇEK
(Osmanlı Dönemi) Çekoslovakya, Bohemya ahalisinden olan ve Çek'ce konuşan kavim ki, Osmanlı metinlerinde "çeh" diye geçer
Çek
Çek halkına özgü olan
Çek
Slavların batı kolundan olan bir ulus veya bu ulusun soyundan gelen kimse
çek
Bir kimsenin, bankadaki parasının dilediği kimseye ödenmesi için bankaya gönderdiği yazılı belge
çekmiş
Favoriten