dışarı çıkmamak

listen to the pronunciation of dışarı çıkmamak
Türkçe - İngilizce
keep within doors
stay in
stop in
dışarı çık
went out

She went out without saying good-bye. - Hoşça kal demeden dışarı çıktı.

He neither spoke nor wept, but went out in silence. - O, ne konuştu nede ağladı, sessizce dışarı çıktı.

dışarı çık
gone out

I'm afraid he's just gone out. - Maalesef o az önce dışarı çıktı.

He has gone out for lunch already. - O zaten öğle yemeği için dışarı çıktı.

dışarı çık
walkout
dışarı çıkmamak