benzerlik

listen to the pronunciation of benzerlik
Türkçe - İngilizce
resemblance

All characters appearing in this work are fictitious. Any resemblance to real persons, living or dead, is purely coincidental. - Bu eserde görünen tüm karakterler tamamen hayal ürünüdürler. Yaşayan ya da ölü gerçek kişilere olan herhangi bir benzerlik sadece rastlantıdır.

She bears a striking resemblance to Ingrid Bergman, one of the great cinema beauties. - O, büyük sinema güzelliklerinden biri olan Ingrid Bergman'a şaşırtıcı bir benzerlik taşımaktadır,

similarity

This video is a harmless joke and is in no way meant to insult anyone. Any similarity with real characters or events is coincidental. - Bu video zararsız bir şakadır ve hiçbir şekilde kimseye hakaret etmek anlamına gelmez. Gerçek karakter veya olaylarla olan herhangi bir benzerlik tesadüftür.

The similarity is pretty vague. - Benzerlik oldukça belirsiz.

parallel
uniformity
affinity
identity
semblance
same
alikeness
similarities

What are some similarities among ethnic groups? - Etnik guruplar arasındaki bazı benzerlikler nedir?

I see the similarities. - Benzerlikler görüyorum.

correspondence
(İstatistik) likelihood
analogousness
conformability
selfsameness
approximation
approach
mimicry
parallelism
similarity, resemblance
comparison
similar

Malay has many similarities with Indonesian. - Malezya dilinin Endonezya diliyle pek çok benzerlikleri vardır.

What are some similarities among ethnic groups? - Etnik guruplar arasındaki bazı benzerlikler nedir?

similitude
kinship
propinquity
sameness
analogy

I see no analogy between your problem and mine. - Problemlerimiz arasında benzerlik görmüyorum.

conformity
community
similarity, resemblance, likeness, similitude, sameness, comparison, affinity, correspondence, analogy, identity
parity
likeness
congeniality
congruence
benzer
similar

It's possible that the drinking water has chlorine, lead, or similar contaminants in it. - İçme suyunda klor, kurşun ya da benzer kirletici madde bulunması mümkün.

In his essay Esperanto: European or Asiatic language Claude Piron has shown the similarities between Esperanto and Chinese, thereby putting to rest the notion that Esperanto is purely eurocentric. - Esperanto: Avrupa veya Asya dili denemesinde Claude Piron, Esperanto ve Çince arasındaki benzerliği gösterdi ve Esperanto'nun yalnızca Avrupa merkezli olduğunu ortaya koydu.

benzerlik dönüşümü
(Kimya) similarity transformation
benzerlik göstermek
resemble
benzerlik araştırması
availability search
benzerlik bulmak
liken
benzerlik ilişkileri
similarity relations
benzerlik ilkesi
(Pisikoloji, Ruhbilim) similarity principle
benzerlik kanunu
(Askeri) similarity law
benzerlik kurmak
make an analogy
benzerlik merkezi
centre of similarity
benzerlik merkezi
(Matematik) center of similitude
benzerlik yasaları
similarity laws
benzerlik yasası
(Pisikoloji, Ruhbilim) law of similarity
benzerlik önyargısı
(Pisikoloji, Ruhbilim) similarity bias
benzerlik özeği
(Matematik) centre of similarity
ben-benzerlik
(Pisikoloji, Ruhbilim) egomorphism
benzer
{i} like

Incidentally, this room doesn't have anything like an air conditioner. All it has is a hand-held paper fan. - Sırası gelmişken, bu odada klimaya benzer bir şey yok. Onun sahip olduğu tek şey elle tutulan kağıt yelpaze.

The twin brothers are as like as two peas. - İkiz erkek kardeşler iki bezelye kadar benzer.

benzer
{s} same

In a similar situation, I'd do the same. - Benzer bir durumda, aynı şeyi yaparım.

I don't want you to make the same mistake I made. - Yaptığıma benzer bir yanlışı yapmanı istemiyorum.

benzer
mock
benzer
analogous
benzer
counterpart
benzer
closely
benzer
similar, like, resembling, alike, akin (to), analogous (to/with)
benzer
{i} match

We shall never see her match. - Biz onun benzerini asla görmeyeceğiz.

Tom and Mary bought matching shirts. - Tom ve Mary benzer gömlekler satın aldılar.

benzer
{s} allied
benzerlikler
similarities

There are similarities between the Indonesian and Polish flags. - Endonezya ve Polonya bayrakları arasında benzerlikler vardır.

What are some similarities among ethnic groups? - Etnik guruplar arasındaki bazı benzerlikler nedir?

benzer
{s} indistinguishable
benzer
stand-in
benzer
look-alike
benzer
much of a muchness
benzer
para-
benzer
congener
benzer
fetch
benzer
as such
benzer
(Havacılık) araloque
benzer
(Bilgisayar) similar to

My opinion is similar to yours. - Benim görüşüm seninkine benzer.

The climate of New Zealand is similar to that of Japan. - Yeni Zelanda'nın iklimi, Japonya'nınkine benzerdir.

benzer
in common with
benzer
corresponding
benzer
comparable
benzer
(Kanun) quasi
benzer
homeo-
benzer
akin
benzer
spurious
benzer
(Biyokimya) analog

I see no analogy between your problem and mine. - Problemlerimiz arasında benzerlik görmüyorum.

benzer
alike

The two brothers are very much alike. - İki erkek kardeş birbirine çok benzer.

Great minds think alike. - Büyük akıllar benzer düşünürler.

benzer
uniform
benzer
semblable
benzer
(Matematik) congruent
benzer
analogous with
benzer
of a piece with
benzer
duplicate
benzer
homo-
benzerlikler
analogies
birbirine benzerlik
uniformity
benzer
homo
benzer
parallel
benzer
conformable
benzer
congruent with
benzer
fellow
benzer
look alike

Tom's children all look alike. - Tom'un çocuklarının hepsi benzer görünüyor.

All those flowers look alike. - Bütün bu çiçekler benzer görünüyor.

benzerlik kur
made an analogy
benzerlik kur
make an analogy
benzer
phane
benzer
congeneric
benzer
analagous
benzer
image

They are the spitting image of one another. - Onlar birbirlerinin benzeri.

benzer
homoeo [Brit.]
benzer
homologous
benzer
congenerical
benzer
approximate
benzer
congenerous
benzer
analogue
benzer
kindred
benzer
similar, like, resembling
benzer
correlative
benzer
in common

We have many things in common: hobbies, educational background, and so on. - Bizim ortak çok şeyimiz var: hobiler, öğretim durumu, ve benzeri.

benzer
similar thing
benzer
simulant
benzer
analogical
benzer
vicinal
benzer
of a piece
benzer
cin. stand-in, double
benzer
stand in
benzer
connate
benzer
analogic
benzer
double
benzer
homeo
benzer
suchlike
benzer
congruence
benzer
kin

Each kind of atom has a certain unique number of particles called protons, neutrons, and electrons in it. - Her tür atomun içinde protonlar, nötronlar ve elektronlar denilen belirli benzersiz parçacıkları vardır.

The kind of jokes you tell are very similar to the kind Tom tells. - Anlattığın fıkraların türü Tom'un anlattığı türe çok benzer.

benzer
congruous
benzer
para
benzer
homoeo
benzer
vicinsl
dinamik benzerlik
dynamic similarity
geometrik benzerlik
(Geometri) geometrical similarity
hayal meyal benzerlik
simulacrum
tele benzerlik
wiriness
yakın benzerlik
close resemblance
Türkçe - Türkçe
İki üçgende köşelerinin eşlenmesine göre karşılıklı açıların eş ve karşılıklı kenarların orantısından doğan durum
Benzer olma durumu
Benzer olma durumu: "Türk işleri ile Roma ve Bizans işleri arasında benzerlik bulunamaz."- F. R. Atay. İki üçgende köşelerinin eşlenmesine göre karşılıklı açıların eş ve karşılıklı kenarların orantısından doğan durum
paralellik
Benzer
emsal
Benzer
(Osmanlı Dönemi) MÂİL
benzer
Nitelik, görünüş ve yapı bakımından bir başkasına benzeyen veya ona eş olan (şey), müşabih, mümasil: "Baksana kız, paşaya benzer yerim var mı benim?"- H. Taner
benzer
Bazı önemsiz veya tehlikeli sahnelerde asıl oyuncunun yerine çıkan, yapı ve yüz bakımından bu oyuncuyu andıran kimse, dublör
benzer
Benzeşim
benzer
Nitelik, görünüş ve yapı bakımından bir başkasına benzeyen veya ona eş olan (şey), müşabih, mümasil
benzerlik