We'll just have to wait till then.
- Sadece o zamana kadar beklemek zorunda kalacağız.
What do I do till then?
- O zamana kadar ne yaparım?
They had been married for ten years by that time.
- Onlar o zamana kadar on yıl evliler.
We will start at two o'clock if it has stopped raining by that time.
- O zamana kadar yağmur durursa biz saat ikide başlayacağız.
Tom may be back by then.
- Tom o zamana kadar geri dönebilir.
Can you finish by then?
- O zamana kadar bitirebilir misin?
Not till then did I realize the danger of the situation.
- O zamana kadar durumun tehlikesini fark etmedim.
The food supplies will not hold out till then.
- Gıda malzemeleri o zamana kadar dayanmaz.