yanılmış

listen to the pronunciation of yanılmış
التركية - الإنجليزية
all out
wide
wrong

It seems I was wrong about them. - Ben onlar hakkında yanılmışım gibi görünüyor.

For a second, just a second, I thought that you really loved me, but I was wrong. - Bir an için, sadece bir an, beni gerçekten sevdiğini düşündüm ama yanılmışım.

mistaken

Tom could've been mistaken. - Tom yanılmış olabilirdi.

Tom couldn't rule out the possibility that he was mistaken. - Tom yanılmış olduğu ihtimalini kabul edemedi.

yanıl
slip up
yanıl
{f} erring
yanıl
err

Trial and error is essential to progress. - Deneme yanılma, ilerleme adına çok ehemmiyetlidir.

We learn by trial and error. - Biz deneme ve yanılma ile öğreniriz.

hesaplarda yanılmış olmak
be off in one's calculations
yanılmış
المفضلات