He left soon after our arrival.
- Bizim varışımızdan kısa bir süre sonra ayrıldı.
I await your arrival.
- Ben varışını bekliyorum.
What's the destination of this ship?
- Bu geminin varış yeri neresidir?
They reached their destination.
- Varış yerlerine ulaştılar.
What's the destination of this ship?
- Bu geminin varış yeri neresidir?
How far is it to our destination?
- Bu bizim varış yerimize ne kadar uzak?
Is there any help available?
- İşe yarar bir yardım var mı?
Is there a room available for tonight?
- Bu gece için mevcut bir oda var mı?
In theory, there is no difference between theory and practice. But, in practice, there is.
- Teoride, teori ve pratik arasında hiçbir fark yoktur. Fakat pratikte, var.
There's a cat on the table.
- Masanın üzerinde bir kedi var.
Tom lost all his belongings.
- Tom tüm varlıklarını kaybetti.
Although the pressure of studying at the University of Cambridge is very high, many students still have time to go out and have fun.
- Cambridge Üniversitesi'nde öğrenim zorluğu çok yüksek olmasına rağmen, çok sayıda öğrencinin hâlâ dışarı çıkmak ve eğlenmek için zamanı var.
He needed more time to complete the task.
- Görevi tamamlamak için daha fazla zamana ihtiyacı vardı.
Sami left all of his possessions behind.
- Sami bütün varlıklarını geride bıraktı.
Compulsory military service exists in Turkey.
- Türkiye'de zorunlu askerlik vardır.
I do not believe that God exists.
- Allah'ın var olduğuna inanmıyorum.
Thinking about the universe always gives me an existential crisis.
- Evren hakkında düşünmek bende her zaman varoluşsal bir kriz yaratır.
Tom is having an existential crisis.
- Tom varoluşsal bir kriz geçiriyor.
There are few bookstores in this area.
- Bu bölgede çok az kitapçı var.
There are 40 pupils in this class.
- Bu sınıfta kırk öğrenci var.
There is a book on the table.
- Masanın üzerinde bir kitap var.
In theory, there is no difference between theory and practice. But, in practice, there is.
- Teoride, teori ve pratik arasında hiçbir fark yoktur. Fakat pratikte, var.
How did you get inside? Do you have a key?
- İçeri nasıl girdin? Anahtarın var mı?
How did you get in? Do you have a key?
- İçeri nasıl girdin? Anahtarın var mı?
There's somebody in there.
- Orada içeride biri var.
There's someone in there.
- Orada içeride biri var.
Excuse me, is there a toilet nearby?
- Affedersiniz, yakında bir tuvalet var mı?
Is there anything to drink in the refrigerator?
- Buzdolabında içilebilecek herhangi bir şey var mı?
h bir kukla değişkendir.
- h is a dummy variable.
Fiyatlar değişken, o yüzden dükkân dükkân dolaşın.
- The prices are variable, so shop around.