uyar

listen to the pronunciation of uyar
التركية - الإنجليزية
stimulate

Knowledge of foreign languages stimulates brain activity. - Yabancı dil bilgisi, beyin etkinliğini uyarır.

(Bilgisayar) notify

Ladies and gentlemen, please notify the people to stop contributing to global warming and use nature-friendly equipment. - Bayanlar ve baylar, lütfen insanları küresel ısınmaya katkıda bulunmayı bırakmaları ve doğa dostu ekipmanlar kullanmaları için uyarın.

(Bilgisayar) alert with
it works
adaptive
{f} stimulated
I'm easy
{f} stimulating

I had a very stimulating conversation with Tom. - Tom'la çok uyarıcı bir konuşma yaptım.

I find it very stimulating. - Onu çok uyarıcı buluyorum.

warn

We shouted in order to warn everyone of the danger. - Biz herkesi tehlikeyle ilgili uyarmak için bağırdık.

A very brief warning or explanation is enough for an intelligent person. - Çok kısa bir uyarı veya açıklama akıllı bir kişi için yeterlidir.

alert to
expostulate
{f} alert

Tom alerted the authorities. - Tom yetkilileri uyardı.

The tsunami alert was cancelled. - Tsunami uyarısı iptal edildi.

excite
{f} alarm
{f} excited
actuate
caution

Sami cautioned Layla to stay away from Farid. - Sami, Leyla'yı Ferit'ten uzak durması için uyardı.

He cautioned me against being careless of my health. - O beni benim sağlığıma karşı dikkatsiz olmama karşı uyarıda bulundu.

alertto
bana uyar
it suits me
bana uyar
that's fine with me
birbirine uyar
interchangeable
التركية - التركية

تعريف uyar في التركية التركية القاموس.

tomris uyar
ipek ve Bakır, Diz Boyu Papatyalar, Yürekte Bukağı gibi öykü kitaplarıyla da tanınan ve geçenlerde 62 yaşındayken ölen yazarımız