uçakta

listen to the pronunciation of uçakta
التركية - الإنجليزية
aboard
on board

There's a bomb on board! - Uçakta bir bomba var!

The plane exploded and plunged into the ocean, killing all the people on board. - Uçak patladı ve okyanusa düştü ve uçaktaki herkes öldü.

uçak
airplane

The airplane took off on time. - Uçak zamanında kalktı.

If I go by air one more time, I'll have flown in an airplane five times. - Ben bir kez daha hava yoluyla gidersem uçakta beş kez uçmuş olurum.

uçak
{i} aeroplane

The aeroplane landed safely. - Uçak güvenli bir şekilde indi.

Tom likes making paper aeroplanes. - Tom kağıt uçak yapmaktan hoşlanır.

uçak
aircraft

My friend is studying aircraft engineering. - Arkadaşım uçak mühendisliğinde okuyor.

Please remain seated until the aircraft arrives at the gate. - Lütfen uçak kapıya varıncaya kadar oturmuş olarak kalın.

uçak
{i} plane

It's a miracle he wasn't killed in the plane crash. - Onun uçak kazasında ölmemiş olması bir mucize.

The plane arrived exactly at nine. - Uçak tam olarak dokuzda vardı.

uçakta bulunan taktik bilgi sistemi, hava taktik veri sistemi
(Askeri) airborne tactical data system
uçakta gümrüksüz ürünler satıyor musunuz
Do you sell duty free goods on board
uçakta yer yok
There are no more seats on this plane
uçakta öndeki özel bölüm
cabin
uçakta ıngilizce konuşabilen hostes var mı
Is there an English speaking stewardess on board
uçak
{i} craft
Uçak
fixed-wing aircraft
uçak
airbus
uçak
crafts
uçak
aircon
uçak
aircrafts
bu uçakta boş koltuk var mı
Are there any seats on the flight
bu uçakta yer ayırtmak istiyorum
I'd like to reserve a seat on this plane
hesap sıra gösterici; (uçakta) lazer hedef işaretleyici; yüklenmeye hazır olduğu
(Askeri) accounting line designator; airborne laser designator; available-to-load date
hostes (uçakta)
stewardess
uçak
aeroplane, plane, airbus, aircraft, craft, airplane
uçak
airship
uçak
kite
uçak
aero

The aeroplane landed safely. - Uçak güvenli bir şekilde indi.

The aeroplane must carry some spare fuel. - Uçak biraz yedek yakıt taşımalıdır.

التركية - التركية

تعريف uçakta في التركية التركية القاموس.

Uçak
(Hukuk) TAYYARE
Uçak
demir kuş
uçak
Kanatlarının altına havanın yaptığı basınç yardımıyla yükselip ilerleyebilen motorlu hava taşıtı, tayyare
uçak
(Osmanlı Dönemi) tayyâre
uçakta
المفضلات