He did not like her manner of speech.
- Onun konuşma tarzını sevmedi.
Her manner of speaking gets on my nerves.
- Onun konuşma tarzı benim sinirlerimi bozuyor.
I like your sarong style skirt.
- Malaya peştemalı tarzı elbiseni seviyorum.
The church is built in Gothic style.
- Kilise, Gothic tarzında inşâ edilmiş.
I managed to bring him around to my way of thinking.
- Onu benim düşünce tarzıma ikna edebildim.
You have a very logical way of thinking.
- Çok mantıklı bir düşünme tarzın var.
What's your favorite genre?
- En sevdiğiniz tarz nedir?
She laughed the way schoolgirls do, with her hand over her mouth.
- O eli ağzının üzerinde okul kızlarının yapma tarzına güldü.
Tom refused to continue to ignore the way Mary was behaving at school.
- Tom Mary'nin okuldaki davranma tarzını görmezlikten gelmeye devam etmeyi reddetti.
Formal declarations of war haven't been the United States's style since 1942.
- Resmi savaş beyanları 1942 yılından bu yana ABD tarzı değildir.