John laid claim to the painting.
- John tablo üzerinde hak iddia etti.
John laid claim to the painting.
- John tabloyu sahiplendi.
Mike made a rude table from the logs.
- Mike günlüklerinden kaba bir tablo yaptı.
Tom cleared the table.
- Tom tabloyu temizledi.
This chart illustrates the function of ozone layer.
- Bu tablo ozon tabakasının işlevini gösteriyor.
The chart illustrates how the body works.
- Tablo vücudun nasıl çalıştığını göstermektedir.
This is a picture of one of my paintings.
- Bu benim tablolarımdan birinin resmi.
Every day you should at least listen to a short song, read a good poem, look at a beautiful picture, and, if possible, say several intelligent words.
- Her gün en azından kısa bir şarkıyı dinlemelisin, iyi bir şiir okumalısın, güzel bir tabloya bakmalısın ve mümkünse, birkaç zeki sözler söylemelisin.
I don't clear off your tables.
- Ben senin tablolarını temizlemem.
Please don't move these tables.
- Lütfen bu tabloları kımıldatmayın.