Petrochemicals are chemical products derived from petroleum.
- Petrokimyasallar petrolden türetilen kimyasal ürünlerdir.
These technical terms are derived from Greek.
- Bu teknik terimler Yunancadan türetilmiştir
That type of temple influenced all of the Middle East, mainly Egypt.
- O tür tapınak bütün Orta Doğuyu, özellikle Mısır'ı etkiledi.
I don't like this type of house.
- Bu tür evi sevmiyorum.
Parents have a prior right to choose the kind of education that shall be given to their children.
- Ana baba, çocuklarına verilecek eğitim türünü seçmek hakkını öncelikle haizdirler.
A tiger is a very ferocious kind of animal.
- Kaplan çok vahşi bir hayvan türüdür.
What sort of danger are we in?
- Biz ne tür bir tehlikedeyiz?
What sort of person would do that kind of thing?
- O tür şeyi ne tip insan yapardı?
African elephants are divided into two different species: savannah and forest elephants.
- Afrika filleri savana ve orman filleri olmak üzere iki farklı türe ayrılır.
This species of deer is so elusive that only two have ever been photographed in the wild.
- Bu geyik türlerinin yakalanması o kadar zor ki yabanda şu ana kadar sadece iki tanesinin resmi çekildi.
Apocryphal stories are the most fun variety of bullshit.
- Uydurma hikayeler en eğlenceli saçmalık türüdür.
My brother listens to a music genre called ambient.
- Erkek kardeşim ambient denilen bir müzik türünü dinler.
This story belongs clearly to no genre.
- Bu hikaye açıkça hiçbir türe ait değil.
There were no temples or shrines among us save those of nature.
- Bizim aramızda doğayla ilgili olanlar hariç tapınaklar ve türbeler yoktu, .
Turkish distinguishes between dotted and dotless Is. There are capital and lowercase versions of both.
- Türkçe noktalı ve noktasız I arasında ayrım yapıyor. Her ikisinin de büyük ve küçük versiyonları var.
The former Italian currency was the lira and its symbol was ₤. It's not related to the Turkish lira.
- Eski İtalyan para birimi liretti ve sembolü ₤ idi. Liret Türk lirasıyla alâkalı değildir.
All forms of life have an instinctive urge to survive.
- Bütün hayvan türleri yaşamak için içgüdüsel dürtüye sahiptir.
I ordered a Turkish grammar yesterday.
- Dün bir Türkçe gramer sipariş ettim.
When I was in Spain, I listened to this kind of music. It was very fast and its fans smoked pot in order to dance to it.
- Ben İspanya'dayken bu tür müzik dinledim. O çok hızlıydı ve onun hayranları onunla dans etmek için esrar içtiler.
Tom is the kind of guy lots of people just don't like.
- Tom birçok insanın hoşlanmadığı adam türüdür.
Turkey produces a lot of minerals.
- Türkiye birçok mineral üretir.
What sort of danger are we in?
- Biz ne tür bir tehlikedeyiz?
What sort of things do you do on weekends?
- Hafta sonlarında ne tür şeyler yaparsınız?
I don't accept any kind of comment during my class.
- Dersim sırasında herhangi türde yorum kabul etmiyorum.
She can play all kinds of instruments, classical or folk.
- O klasik ya da folk, her türlü enstrümanı çalabilir.
France has banned a strain of genetically modified maize.
- Fransa, genetiği değiştirilmiş bir mısır türünü yasakladı.
The Turks held siege over the Castle of Eger for a long time.
- Türkler Eğri Kalesi'ni uzun süre kuşattılar.