O, ben varmadan önce oldu.
- It happened prior to my arrival.
Senin varışından önce, o, Londra'ya gitti.
- Prior to your arrival, he left for London.
Paris'e çalışmaya gitmeden önce Fransızcamı tazelemeliyim.
- Before going to study in Paris, I must brush up on my French.
Paris'e çalışmaya gitmeden önce Fransızcamı tazelemeliyim.
- Before going to work in Paris, I must brush up on my French.
Daha önce böyle harika bir film izlediniz mi?
- Have you seen such a wonderful movie before?
Filmi daha önce gördüğüm için televizyonu kapattım.
- I turned off the TV because I had seen the movie before.
Daha önceden herhangi bir deneyim gerekli değildir.
- No prior experience is necessary.
Sanığın önceden hiçbir mahkumiyeti yok.
- The defendant has no prior convictions.
John mesleğini ailesinden daha önde tutar.
- John puts his career before his family.
Seninle daha önce karşılaştığımı düşünüyorum.
- I think I've met you before.
Onunla karşılaşmadan önce, Pizzaro adamlarının ve silahlarının çoğunu kasaba yakınında sakladı.
- Before meeting him, Pizzaro hid many of his men and guns near the town.
Evvelce sarhoş oldum; daha da çok olacak gibiyim.
- I've been drunk before and likely will get drunk many more times.
Ana baba, çocuklarına verilecek eğitim türünü seçmek hakkını öncelikle haizdirler.
- Parents have a prior right to choose the kind of education that shall be given to their children.
Plan öncelik ve aciliyeti düşürmektedir.
- Being less urgent, this plan is lower in priority.
Düzinelerce insan istasyonun önünde toplandı.
- Dozens of people gathered before the station.
Kapının önünde genç bir adam şarkı söylüyor.
- A young man is singing before the door.
Önceden tüm hazırlıkları yapmadan kışın dağlara tırmanacak kadar aptal değilim.
- I know better than to climb mountains in winter without making all necessary preparations beforehand.
İşleri önceden hazırlayalım.
- Let's get things ready beforehand.
Önceki deneyim gerekli değildir.
- No prior experience is required.
Önceki uyarılar yoktu.
- There were no prior warnings.
Diğer gezegenlerin sömürgeleştirilmesini en öncelikli konularımızdan biri yapmalıyız.
- We must make colonization of other planets one of our top priorities.
Diğer gezegenlerin sömürgeleştirilmesi bizim en öncelikli konularımızdan biridir.
- Colonization of other planets is one of our top priorities.
O, efendisinin öfkesi karşısında geri çekildi.
- He recoiled before his master's anger.
Sami, çocuklarının ihtiyaçlarını kendi ihtiyaçlarının önüne koydu.
- Sami put the needs of his children before his own needs.
Adının önüne bir haç yap.
- Make a cross before your name.
Üzgünüm, fakat önceden verilmiş sözüm var.
- I'm sorry, but I have a prior engagement.
Önceliğin ne olması gerektiğine karar verememek en büyük sorundur.
- Not being able to decide what the priority should be is the biggest problem.
Tom'un eski suç kaydı yok.
- Tom has no prior criminal record.
The doctor had known three months prior.
... Prior to that voyage, the great world zones ...
... And two months prior to uploading my first video, I ...